Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

26 Aralık 2010 Pazar

Yeni yapıyı okumak

CHP’nin yeni MYK’sı üzerine konuşulacak çok şey var.
Öyle bir liste çıktı ki ortaya, herkesin oturup düşünmesi gerekiyor.
Bu analiz Kılıçdaroğlu’nun genel seçime kadar parti içinde neler yapabileceği konusunda bir öngörü olarak kabul edilebilir.
1 – Beklenenin aksine CHP lideri risk alabileceğini gösterdi. Daha önceki liderlere ve parti yöneticilerine göre kendi ekibini kurma riskini ilk aşamada aldı.
2 – Çıkardığı liste ağırlıklı kendi ekibi ve bir ortaya bir açılım koyabilecek nitelikte.
3 – Baykal’ı da çok uzaklaştırmamış. Baykal’ın özellikle iş yapabilecek isimlerini kadrosunda barındırmış. Sivri isimleri budamış sadece. Onlar da bugüne kadar CHP örgütünde bile tartışılan isimlerdi.
4 – Sav ekibini toptan ortadan kaldırmış. Bir kenara koymuş.
5 – Kocaoğlu’nu tamamen bertaraf etmiş. Verdiği görev ile Alaattin Yüksel’i çırak çıkarmış.
6 – Partide daha önce genel başkan adayı olmuş bazı isimleri etkin olmayan görevlere kaydırmış.
7 – CHP meclis grubuna mesaj vermiş, “Kimse kendi koltuğunu sağlam görmesin” demiş.
8 – Eski yapının sivri isimlerini partiden uzaklaştırmak için tüm gücünü kullanmış.
9 – Bu yapılanma ile il ve ilçelerde yeni oluşumlara gideceğinin mesajını vermiş.
10 – Geldiği günden beri çok tartışılan ve örgüt ile ilgisi olmayan Süheyl Batum’un yerini değiştirerek örgüt ile birlikte yürüyeceğini net biçimde çizmiş.
11 – Genel Sekreterlik görevini bu konuda deneyimli ve partililer tarafından sevilen Bihlun Tamaylıgil’i atayarak, “Taban benim için önemli. Hep birlikte çalışacağız” tavrını netleştirmiş.
12 – Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’nı Gürsel Tekin’e bırakarak, bundan böyle Tekin ile yürüyeceğinin altını çizmiş. Tabii özellikle Sav grubuna önemli göndermede bulunmuş.
Tabii bu MYK’nın İzmir yansımaları da önemli.
Çırak genel başkan yardımcılığı ile Kocaoğlu ekibinin de sürklase edildiği açık. Gelen bilgiler Yüksel’in ilk aşamada MYK’ya bile alınmadığı ancak Kocaoğlu’nun aşırı ısrarı ile bu göreve getirildiği yönünde. Parti Meclisi’ne 7-8 üye koymayı planlayan, en az iki etkili genel başkan yardımcılığı bekleyen bir ekibin düştüğü durum da içler acısı.
Demek ki Kılıçdaroğlu İzmir için önemli adımlar atmak niyetinde. Bunu yaparken daha önce oluşmuş grupların dışında hareket etmeyi planlıyor. Yeni isimlerle partinin kentte önünü açmak istiyor. Kendisine destek veren Kocaoğlu yapısını da kenara koyarak, belediyecilik konusunda son yıllarda İzmir’de yaşanan olumsuzluklara ortak olmak istemiyor.
Üstelik bir mezhep üzerinden siyaset yapılacak eleştirilerine de yanıt vermiş oldu Kılıçdaroğlu…
Tabii bu yaklaşım yeni milletvekili yapılanmasında da kendini gösterecek gibi…
Şimdilik İzmir milletvekillerinin hiçbirinin yeri sağlam değil.
Bir bölümü zaten defteri kapattı. Ancak ortada olanlar bile bu yapılanmadan sonra tehlikeye girmiş görünüyor. Belki bir ikisi önümüzdeki 6 ay içerisinde gerçekleştireceği performans ile yeniden yer bulabilir. Ancak İzmir CHP’nin yeni bir bakış açısı ve vizyon ile seçmenin karşısına çıkacağı açık.
Akla şu soru gelebilir: En azından genel başkan yardımcısı sıfatıyla Alaattin Yüksel milletvekili olabilir mi?
Çırak genel başkan yardımcısına yönelik daha olumlu bir adım şimdilik görünmüyor. Üstelik ortada Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı’nın Kocaoğlu ekibine bakış açısı var ki bu bakış pek öyle olumlu değil…
Kaldı ki, Kocaoğlu’nun başı soruşturmalardan dolayı hayli ağrıyacak gibi… Yolsuzluk dosyaları üzerine giden bir genel başkanın yolsuzluklar üzerine oturmuş bir yerel yönetim ile ilişkilerini eleştiri almayacak şekilde yeniden düzenlemek zorunda.
Son bir not da İzmir il yönetimi üzerine…
Görünen o ki, genel merkezdeki bu yapılanma İzmir’deki yeni yapılanmanın ön habercisi…

NOT 1: Bir seviye listesi kaleme almak gerekiyor tabii ki…
Dibe vuranlar: Abdürrezzak Erten, Güldal Mumcu, Mehmet Süne, Semra Tanülkü, Ahmet Ersin, Rıfat Nalbantoğlu, Murat Haluk Öncel…
Alçalmakta olanlar: Bülent Baratalı, Aziz Kocaoğlu, Alaattin Yüksel, Mehmet Ali Susam, Hülya Güven, Oğuz Oyan, Pelin Erda, Yüksel Demirsoy…
Yerinde sayanlar, durumu idare edenler: Selçuk Ayhan, Türkan Miçooğulları…
Yükselişe geçebilecek olanlar: Zikri Dursun…
Doğrudan yükselenler: Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin ile doğrudan temas kuranlar ve kendilerine güven verenler… İlişkiyi yalakalık üzerine kurmayanlar. Baykal’ın yakınında duran sivrilmemiş isimler. Kimler mi? O liste şimdilik saklı…

NOT 2: Yazdığı yazı ile İzmir’in altını üstüne getiren olay köşe yazarı Yunanlı Stratis Balaskas’tan bir telgraf aldım. Şöyle diyor:
Sen bu yemek işlerinden anlarsın stop. Vakti zamanında “Büyükşehir ile yemekteyiz programı” başlıklı bir yazı yazmıştın stop. Şimdi de İzmir’de “Ekip ile yemekteyiz programı” yapan bir gazeteci varmış stop. Bu konuda bilgin var mı stop.
Ben de yanıt yazdım:
Sevgili Balaskas stop. İzmir’de ne olup bittiğini benden iyi biliyorsun stop. Bu yemek yoksa Uğur Mumcu tesislerinde mi yenmiş stop…

PAUSE HABER: 26 - 12 - 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder