Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Gömleğin getirdikleri

Son iki gündür Kılıçdaroğlu’nun giydiği gömleğin markası tartışılıyor. Sosyal demokrat bir lider pahalı marka bir gömlek giyemezmiş, kamuoyuna sunduğu imaj ile örtüşmüyormuş.
Daha ikinci günden itibaren bu tarz eleştirilerin nedeni ne?
Kılıçdaroğlu’na biçilen rol.
Medyanın tamamı biraz da CHP Genel Başkanı’nın kurultay konuşmasından etkilenerek, Kılıçdaroğlu’nu 1970’lerdeki Ecevit dönemi ile özdeşleştirdi.
Ancak o dönem ile bugün arasında çok fark var.
İki kutuplu olan uluslararası sistem, çok kutupluluğa kaydı, kişi başına milli gelir bin dolardan 10 bin dolara ulaştı, iletişim inanılmaz ölçüde gelişti, marka kavramı 5 yaşındaki çocuklar için bile önem kazandı.
Dolayısıyla bugün bir sosyal demokrat liderin giydikleri, kullandığı otomobil markası önemini kaybetmiştir.
Yoksulluk edebiyatı yapmak 60’larda olduğu gibi “Halk yoksul ise biz de yoksul yaşamak zorundayız” mantığına gelmemelidir.
İzmir’in yeni PM üyelerinde biri Alaattin Yüksel. Adam bu saatten sonra halkımızın geneli bu otomobili kullanıyor diye Şahin araba almak zorunda değil.
CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu kentin vergi rekortmeni.
Birkaç gündür Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarını izliyorum. Tabii ki bir hatip değil. Siyasette hatip olmak için deneyime ihtiyaç var. Erdoğan da ilk çıkışında çok kötüydü.
Aslında önemli olan bundan sonra ne diyeceği…
Partinin üst düzeyine baktığımda ulusalcı yapının daha etkin olduğu görülüyor.
Bu da bize sanki bundan sonra CHP’nin daha ulusalcı bir çizgide siyaset yapacağını gösteriyor. Süheyl Batum’dan başlamak üzere, Kılıçdaroğlu’nun istediği isimlerde bu özellik dikkat çekiyor.
Ancak AB müzakerelerinde, ABD-Rusya ilişkilerinde, Ortadoğu sorununda, Akdeniz havzasının geleceğinde, enerji koridorunun kullanımında, Afganistan sorunsalında yeni açılımlara, yeni söylemlere ihtiyaç var.
TÜSİAD bile Kılıçdaroğlu’na destek vererek AKP iktidarına mesaj yolluyor.
“Bak eğer isteklerimizi yerine getirmez isen, CHP’ye destek veririz.”
Bakalım daha uzun bir yol var.
Parti içi dengeler ise ayrı bir sorun.
Onlara daha sonra değineceğiz.
NOT 1: Dün 18.50 uçağı ile Ankara’dan döndük. Uçak aprona yanaştı. Tüm yolcular kalktı, valizlerini aldılar ve uçağın koridorunda beklemeye başladılar. 5 dakika, 10 dakika… Kuyruk ilerlemiyor. Bir de baktık ki, Alaattin Yüksel ile birlikte İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz  Kocaoğlu en önde. “İşte”, dedim; “Önümüzü tıkayanlar belli oldu.”
NOT 2: İl Başkanı’nın istifası isteniyormuş. Ya da görevden alınacakmış. Bence gereği yok. Yeni genel başkanın söyledi gibi, parti demokratik teamüllerine geri dönmek istiyor ise, görevden alınmaların ortadan kalkması gerekiyor. 
 

YENİGÜN 26 - 05 - 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder