Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

21 Eylül 2009 Pazartesi

Büyükşehirde işe girmenin anahtarı

Sevgili CHP’liler... “Büyükşehirde bizi kimse işe almıyor” diye panik yapmayın. Doğru isme ulaşan herkes iyi bir yerde, iyi bir pozisyonda göreve başlıyor.
Önemli olan doğru kişiyi bulmak...
Bunu öğrenmek için büyükşehre gidin, 6. kata çıkın. Personel merdivenlerinden sağa dönün, soldaki odalardan birine dalın.
Orada çalışmakta olanlara şu soruları yöneltin.
1 – Hiç Ankara’da yaşadınız mı?
2 – Ankara’da gençlik yıllarınızda size yemek yapan, gömleklerinizi ütüleyenler arasında bugün İzmir’de yaşayan var mı?
3 – 68’liler Vakfı ile doğrudan bir ilişkiniz oldu mu?
4 – Tekstil işi ile uğraştınız mı?
5 – Hayatınızda hiç 6-7 trilyon batırdınız mı?
6 – Rotary Derneği ile eskiden ilişki içinde miydiniz?
Bu sorulara doğru yanıt verecek kişi, büyükşehirde işe başlamanızın sırlarını teker teker anlatacak, kurulması gereken ilişkileri net biçimde ifade edecektir. Çünkü kendisi de aynı süreci izlemiştir.
Eğer bu şahıstan gerekli bilgileri alamazsanız, bana yazın. Bu köşeden büyükşehirde işe başlamanın anahtar ismini bizzat ben vereceğim. Bu ismi verdiğimde umarım büyükşehir belediye başkanı tarafından “aile işlerine karışıyorsun” denilerek yeniden uyarılmam.Eh artık, imar bölümüne alınan bu yakın aile dostu önümüzdeki önümüzdeki 4 yılda çok çok çalışır, piyasaya olan borçlarını bir şekilde halleder.

***

İzmir’in onur konuğu kent olduğu Belçika’nın Gent şehrinde fuar açılışında yaşanan skandallar dizisini geçtiğimiz gün yayınlamıştım. Yazı çıktıktan sonra başka hikayeler de ulaştırıldı tarafıma. Bunlardan ilki iftar sofrasında ana mönünün domuz olduğu yemeği veren Gent Valisi’nin kendi düzenlediği protokol yemeğine katılmamasıydı. Vali Yardımcısı tarafından verilen yemeğin domuz krizi nedeniyle çok kısa sürdüğünü daha önce yazmıştık.
Skandalın ikincisi Fuar açılışında yaşandı. Önce Belçikalılar konuştu. Davetli Türkler kulaklıklarından Belçikalıların açıklamalarını Türkçe olarak dinlediler.
Konuşma sırası İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaolu’na geldi. Kocaoğlu başladı konuşmaya. Bu kez kulaklıklar Belçikalılar tarafından kullanılıyordu. Ancak kulaklığı takan Belçikalılar şaşkındı. Çünkü ortada tercüme yoktu. Bir iki dakika sonra tercüme odasından biri çıktı ve sistemin arızalandığını bildirdi. Odadan çıkan kadın Kocaoğlu’nun yarım metre arkasında durdu ve çeviriyi podyumdan yapmaya başladı. Buradaki ince nokta kadının türbanlı olmasıydı. Kocaoğlu konuşmasını bitirdikten sonra büyükelçilikteki Türk görevlilere türbanlı kadını sordu. Soruş tarzının diplomatik olmaktan uzak olduğunu tahmin edersiniz sanırım. Belediye başkanımızın sinirlendiğinde nasıl patladığını, hatta İzmir Valisi’nin gözlerinin içine bakarak masaları yumrukladığını düşündüğümüzde bu konuşmanın Richter ölçeğinde 6.7 sınırının üzerinde olduğu bildirildi bana.

NOT : Belçika gezisine katılanlara şunu söylemek istiyorum. Kardeşlerim, başkan sizi Belçika’ya götürüyor, siz ise döndükten sonra orada olan bitenleri tüm ayrıntısına kadar bana aktarıyorsunuz. Olmaz böyle şey. Bakın böyle devam ederseniz, bir daha yurtdışına götürmez sizi Kocaoğlu.

YENİGÜN 21 - 09 - 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder