Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

28 Ocak 2009 Çarşamba

Son gün

CHP MYK bugün karar veriyor İzmir’in ilçelerine…
Gündemde olan isim Konak adayı Kemal Karataş. Konak’ta diğer aday adayların tavrını anlıyorum Karataş’a karşı. Sonuçta bu bir yarıştır. Onlar da aday adayı ve çalışmalarının karşılığını görmek istiyorlar.
Ancak benim anlamadığım Kocaoğlu’nun sergilediği tavır.
İki gündür Ankara’da kamp kuran Kocaoğlu, Karataş’ın Konak adayı olmaması için elinden geleni yapıyor, Muzaffer Tunçağ’ın devam etmesini istiyor.
Neden?
Nedenini kimse bilmiyor. Mutlaka bir nedeni var da bizim anlamamız mümkün değil. Aslında olay parti, seçim, kamuoyu baskısı değil, düpedüz Kocaoğlu’nun bakış açısı, beklentileri, gelecek korkusu vs…
İyi de Deniz Baykal’ın herkes karşı çıkarken Kocaoğlu ısrarı nedendi?
Anketler Kocaoğlu’nu önde gösteriyordu.
Peki Kocaoğlu, Karataş için anket mi yaptırdı, bu kadar emin kendinden.
Yoksa Kocaoğlu’nun işine mi gelmiyor Karataş’ın adaylığı…
Kemal Karataş, Aziz Kocaoğlu kısa pantolon ile İzmir’de dolaşırken, bina üzerine bina satın alıp vergi rekortmeni olurken il başkanlığı yaptı bu kentte… Atanmasının hemen ardından “üç gün sonra görevden alınacak, gelecek hafta gidiyor” tartışmaları arasında partiyi seçime soktu ve devamını getirdi. Hatta bir gazeteci arkadaşım bana karşı bu nedenle iddia bile kaybetti.
Gerektiği yerde kavga etti, gerektiği yerde çatıştı. Ama bunların tümünü partisi için yaptı. Kimse Karataş’ı partisine zarar veriyor diye suçlayamaz. Büyükşehir’de grup başkanı olarak sergilediği tavrın ardında da parti bilinci vardı, rant beklentisi değil. Kemal Karataş’ın bu parti için harcadığı çabayı Aziz Kocaoğlu bu haliyle ancak 100 yıl içinde harcayabilir ki harcamak isteyeceğini pek sanmıyorum. Bunu da herkes biliyor. Ama bilseler bile kendi siyasi gelecekleri için kamuoyu önünde söylemekten çekinirler.
Karataş’ı bugüne kadar koruyan tek isim var. Deniz Baykal.
Baykal olmasaydı iki gün içinde paramparça edilirdi Karataş attığı adımlar nedeniyle. Baykal 1.5 yıldır onca baskıya rağmen Karataş’ı görevde tuttuysa bir bildiği vardır.
Baykal Karataş’ı genel sekreter Önder Bey’in İzmir’deki ekibine karşı korumuşsa bir bildiği vardır. Baykal Karataş’a Konak adaylığını veriyorsa da bir bildiği vardır.
Karataş Konak adayı olursa Kocaoğlu’nu çevreleme harekatının önemli mevzilerinden biri kazanılmış olacak.
Kocaoğlu’nun beklentisi açık. İstediği meclis üyelerini büyükşehire yeniden seçtirmek ve yakın dostu Alaattin Yüksel ile 5 yılı yatarak geçirmek. Ama bunu yapabilmesi için bazı ilçe belediye başkanlıklarına ihtiyacı var. Sağa dönerse Konak, sola dönerse Çiğli, aşağı inerse Urla, yukarı çıkarsa Selçuk, biraz ilerledi Torbalı, hafif döndü Menemen, son adımı attı Karşıyaka, az ilerine Bornova, en son hamle Narlıdere…
İşi zor bu aşamada.
Geriye tek umut kalıyor. Yeni atanacak il başkanı.
Yeni il başkanının da Baykal tarafından atanacağını. Büyük olasılıkla bir sonraki dönem milletvekilliği beklediğinden hareketle CHP’yi öne çıkaracağı ve yeni düzenini bu şekilde kuracağı açık. İl başkanının atanmasından sonra belediye başkan adayları ile birlikte ilçelerin yeniden şekillendirilmesi kaçınılmaz olacaktır.
Hal böyleyken yeni örgütlenme modelinde güçlerin dağılım ilkesi devreye girecek, “İzmir’i bundan böyle ben yöneteceğim” beklentileri içinde olanlar maalesef hayal kırıklığına uğrayacaklardır.
Bu yapıların medya yansımaları konusunda bir şey söylemek istemiyorum. Onlar nasıl olsa yarın güçlünün yanına çöreklenirler hemen.

YENİGÜN 28 - 01 - 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder