Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

1 Eylül 2008 Pazartesi

İşte yepyeni bir aday

Yerel seçim yaklaştıkça aday adayları sayısında artış olacağı kesindi.
Ancak açıkçası ben bile böyle bir senaryo beklemiyordum.
Senaryo şu.
CHP İzmir eski il başkanı Alaattin Yüksel (Çok uzun süre kendisini kaleme almamıştım. Ancak bu bilginin çok kesin olduğu yönünde bir bilgi tarafıma ulaştırıldığı için bu sütundan yazıyorum. Yoksa kendisi ile bir işim olmaz) Demokratik Sol Parti’den İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na hazırlanıyor.
Bana hemen, “Yok canım” demeyin.
Aslında çok mantıklı bir durum…
Büyükşehir adaylığının Alaattin Yüksel’in gönlünde yattığını kimse inkâr edemez. Piriştina’nın aday gösterilmesinden sonra yaşananları, Yüksel’in Ankara dönüşü havaalanında kendisini nasıl karşılattığını unutmayın.
Piriştina’nın ölümü sonrası yakın çalışma arkadaşı Kocaoğlu’nun göreve getirilmesinden sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi kadrolarının da Yüksel tarafından oluşturulduğunu göz önünde bulundurun.
Su krizi ve dahi bilumum nedenlerden dolayı CHP’den Kocaoğlu’nun yeniden aday gösterilme olasılığının giderek azaldığını dikkate alın.
Baykal’a karşı iki muhalif adayı desteklediği için Yüksel’in CHP’den aday gösterilme olasılığının, benim Obama yerine Amerikan Devlet Başkanı olma olasılığı ile eşit olduğunu hesaba katın.
Yüksel’in büyükşehirde oluşturduğu etkinin seçimlerde oy olarak kendisine aileleri ile döneceğini de hesaplayın. Burada 25 bin rakamından bahsediyoruz.
CHP’nin şu sıralar yaşanan bazı krizlerden dolayı olumsuz yönde etkilendiğini de üstüne koyun…
Bazı isimlerin kendisi ile birlikte DSP’den ilçe belediye başkanlıkları için harekete geçtiğini de göz önünde bulundurun.
Önümüzdeki 6 ay içerisinde başarılı büyükşehir belediye başkanımız nedeniyle yaşanacak krizlerin azalmayacağını, tam tersine artacağını da düşünün.
Aday gösterilmeyebilecek Aziz Kocaoğlu’nun da seçim gününe kadar yeraltından bu oluşuma destek olabileceğini de hiç atlamayın.
İşte size gerçekler ve gerçek bir senaryo…
Bu senaryo sonrası Beyazcam’dan teklif alır mıyım bilemem. Ancak benim aklıma yattı bu iş ve dahi bu siyasi örgü…
İki ters, bir yüz. Biraz haraşoya benziyor ama olsun iş yapar.

NOT 1: Yeni bir teknik ile telefonlarımın dinlenme olasılığının çok yüksek olduğunu anlamış bulunmaktayım. Türk-Yunan Türk – AB ilişkileri dolayısıyla buna emindim zaten. O nedenle benim ile telefon görüşmesine yeltenecek okurlarımın dikkatine.

NOT 2: Cumartesi günü Çiğli Belediyesi’nin festival nedeniyle düzenlediği bir panelde, hükümsüz olan haber kaynağım ile karşılaştım. Kendisi haber kaynağım olmamak için telefonunun bile değiştirmiş. Korku imparatorluğu neler yaptırıyor insana. Neyse, 7 ay kaldı, sonra insanlar normal hallerine dönerler. Çok sevdiğim bir dostumu siyaset nedeniyle ebediyen kaybetmek istemem doğrusu.

NOT 3: Çiğli’deki festival gerçekten iyi gidiyor. Birinci akşam 25 bin kişiyi bir arada görmek, “Bu toplum hala ayakta, öyle kolay çökmez” dedirtiyor insana.

NOT 4: Çiğli festivali nedeniyle Çiğli Belediyesi başkan yardımcıları uyumuyorlar desek yeridir. Başkan yardımcıları Bayraklı adayı Mustafa Doğan’ın son günlerde biraz sinirli olduğuna dikkat çekerek, "Adaylık açıklamalarından önce herkesin gergin olması son derece normaldir" diyorlar

YENİGÜN 01 - 09 - 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder