Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

20 Ağustos 2008 Çarşamba

Fırtınanın dalgaları

Önce bazı sorular soralım
1 – Arkasında Tayyip Erdoğan’ın yakın çalışma arkadaşının sahip olduğu bir gazetenin amblemi eşliğinde, aynı patronun sahip olduğu bir televizyon kanalında, AKP’ye yakın duran bir gazetecinin programında, bir AKP’li belediye başkanı ile canlı yayına çıkmak ne kadar doğru?
2 – Bu tartışmada ikinci plana atılacağınızı, hatta size söz bile verilmeyeceğini hiç düşünmediniz mi?
3 – Karşınızdaki ismin suda arsenik tartışmasını gündeme getiren, kaotik ortam yaratmada usta, hatta hitabet konusunda deneyimli Erdoğan’ın bile çekindiği bir siyasetçi olduğunu neden dikkate almadınız?
4 – “Tahtalı Barajı’nda pompalar bozuk” şeklinde bir açıklama ile İzmir’de neden su kısıntısına gidiyorsunuz? Yoksa bu kentin insanlarını da kendiniz gibi mi zannediyorsunuz?
5 – Suda arsenik olduğu konusunda daha önce bilgi sahibi olduğunuz ve İZSU yetkililerinin sizi defalarca uyarmasına rağmen neden tüm bunları gözardı ettiniz? Önlem alma konusunda hangi adımları attınız?
Bir genel başkan çok önemsediği İzmir’in büyükşehir belediye başkanını değiştirmek ister mi? Veya dereyi geçerken at değiştirme lüksüne sahip midir?
Aslında değildir. Ancak Aziz Kocaoğlu’nun son üç ayına baktığımızda Deniz Baykal’ın sıkıştığına şahit oluyoruz.
Eğer ilçe belediye başkan aday adayları genel başkan ile 2 saat görüşüyorlar, kentin ve kendi ilçelerinin sorunlarını Baykal’a anlatıyorlarsa, buna karşılık kentin büyükşehir belediye başkanı genel başkan ile görüşmek için 3 saat bekliyor ve ardından 5 dakikalık görüşme yapıyor ise durum vahimdir. Hatta sanıldığından daha vahimdir.
Baykal’ın Kocaoğlu konusunda neler düşündüğünü Fuar açılışı ile iki belediye başkanının çocuklarının nikah töreninde ve 9 Eylül’de İzmir’de yapılacak PM ile MYK toplantılarında daha net anlayacağız tabii ki…
Küçük bir kaş işaretinin bile önemi var karşı taraf konusundaki tavrın netleştirilmesi için.
Büyükşehir belediye başkan aday adaylarının dikkatine…
Bu dönemde parti içi mücadelenin dışına çıkabilecek, partiyi tam anlamıyla kucaklayabilecek, İzmir seçmenine önemli mesajlar verecek, lider tanımlamasına uygun bir isim aranacak gibi görünüyor.
Burada atılacak adımlar çok önemli…
Kişisel hırslar dizginlenebilir, rant kavgaları ikinci plana atılır ise İzmir’in geleceği yeniden şekillendirilebilir. Bunun için CHP içinde ve dışındaki sosyal demokrat akil adamlara önemli görevler düşüyor.
Bu önlemler alınmaz ise yerel seçimler sonrası bu kentte siyaset yapmanın mümkün olmayacağını da görmek gerekiyor.

NOT: Arabuluculuk rolleri bazen kötü sonuçlar doğurabilir. Benden uyarması…

YENİGÜN 20 - 08 - 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder