Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

28 Mart 2008 Cuma

EXPO’da sona doğru

EXPO’cular nihayet Paris’e gidiyorlar da, birkaç gün İzmir’de rahat edeceğiz. Paris’e gitmeden önce Ege TV’nin yayınına katılan Hürriyet Gazetesi İzmir Temsilcisi (aslında unvanı çok uzun da buraya sığmadı) Hakan Tartan, EXPO konusunda Paris’te yapılacak oylamaya olumsuz bakanları siyah lale olmakla suçladı. Aslında ben hiç üzerime alınmadım. Benim tavrım EXPO’nun alınmasına değil, EXPO konusunda kamuoyunun doğru bilgilendirilmediği, bazı şahsiyetlerin de bu konu üzerinden siyasi beklenti içinde oldukları görüşündeyim.
Böyle değerlendirilse bile Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü araçlarıyla Urla - Çeşmealtı – Güvendik’e taşınan siyah lale olmayı tercih etmem.
Hakan Tartan, duygusal içerikli Ege Finans adlı programda giderek duygusallaştı. EXPO konusunda cumhurbaşkanının, hükümetin, İzmir Valisi’nin, İzmir Ticaret Odası Başkanı’nın, Ege - Koop Başkanı’nın ne kadar başarılı çalıştığı tespitinde bulunan Tartan, nedense İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın çalışmalarına pek yer vermedi. Belki de Kocaoğlu aklına gelmemiş olabilir canlı yayın sırasında...
Konuşmasında sık sık CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile önceki akşamüstü yaptığı telefon görüşmesine değinen Tartan’ın vermek istediği bir mesaj vardı sanırım. Ben algılamakta zorlandım, anlayanlar olmuştur mutlaka...
Kocaoğlu’nun 4 yılını değerlendirdiği basın toplantısının Hürriyet Gazetesi’nde yer almaması da ilginç geldi bana. Bir kentin belediye başkanı yıl değerlendirmesi yapıyor, Türkiye’nin en ‘saygın’ gazetesinde bir kelime bile yer almıyor.
Paris’teki seçime Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katılmaması manidar. Dışişleri Bakanlığı döneminde bu işe şiddetle asılan Gül’ün Paris’e gitmemesi, kafalarda birçok soru işareti bırakıyor.
Biz dönelim İzmir’e... Ortalık toz duman... Aday adayları gazeteciler ile şimdilik telefon ile dirsek temasına başladı. En çok tartışılan da Karabağlar ile Bayraklı belediye başkanlıkları... Özellikle Karabağlar adayları için aşağıda yazılan koşullar mutlaka gereklidir:
1 – Bıyıklı olmak...
2 – Yumurta topuk ayakkabı giymek
3 – Doğu ve güneydoğu kökenli akraba sayısının hane başına en az 15 olmasına dikkat etmek.
4 – İngilizce ve Fransızca dışında “farklı” diller konuşabilmek.
5 – Çiğ köfte, patlıcan kebap, bumbar konusunda doktora yapmış olmak.
6 – Hamam sefalarına önem vermek, sauna turlarını atlamamak.
7 - Gazetecileri sık sık arayıp, “Şu akşam, şu meyhanede buluşalım” demek. Milletvekilleri ile bahçelerde gözlerden uzak partiler düzenlemek
Yukarıdaki ölçütleri yerine getirmeyen aday adaylarının ipi göğüslemesi zor görünüyor. Takım elbise giyen, papyon takan, şarap içen, caz konserlerine gidenlerin Karabağlar adayı olması, Müslüman mahallesinde salyangoz satmaktan daha zordur gibime geliyor.

NOT: Bir kişi üzerine yazı yazılıyorsa, o kişinin yazıyı kaleme alanı araması daha mantıklıdır. Araya konan insanların köşe yazarını aramasının arkasındaki mantığı algılamakta zorlandım açıkçası...

YENİGÜN 28 - 03 - 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder