Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

24 Ocak 2007 Çarşamba

Gezinin notları

Tayland ekibi döndü, tabii ki bir sürü dedikodu ile. Neler yaşandı, kimler ne yaptı, gezinin ana konusu neydi, kimler rahattı kimler tedirgin?
Biliyorsunuz, Türkler masada açılır ve başlar yaşananları birbiri ardına sıralamaya… Birkaç gün içerisinde yenecek akşam yemekleri Tayland gezisinin arka planını verecektir İzmirlilere…
Ama biz birkaç not ile başlayalım:
1 – Gezinin son günleri yaklaştığında bazı belediye başkanları ve meclis üyelerinde tedirginliğin arttığı gözlendi. Başta Aziz Kocaoğlu da olmak üzere özellikle belde belediye başkanları dönüşlerinde genel merkezin alacağı tutumu çok merak ediyorlardı.
2 – Tedirgin isimlerin arasında Seyrek Belediye Başkanı Nurgül Uçar da vardı. Ege TV’de hafta boyu yaptığı açıklamalarda genel merkezi suçlayıcı ifadeler kullanan Uçar, siyasi geleceğinin genel merkezin elinde olduğunun farkında sanırım.
3 – Geziye son dakika katılan kendisine yapılan baskılar nedeniyle damadı tarafından uçağa yetiştirilen Balçova Belediyesi Meclis Üyesi Cumali Altuner en tedirgin meclis üyelerinden biriydi. Tabii ki son dakika eylemi ile ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranabildi.
4 – Alaattin Yüksel ekibi ise parti ile ilişkilerini tamamen kopardığı için çok rahattı. “Ankara ne isterse yapsın” diyen ekip, Tayland’ın en çok tadını çıkaranlar arasındaydı.
5 – Gezinin en “hareketli” CHP’lileri Karşıyakalı Adnan Alabay ile Çiğlili Vezir Arslan oldu
6 – Gezinin en rahatları ise DYP’li ve Anavatan Partili başkanlar ve meclis üyeleriydi. Genel merkezlerinden bu gezi konusunda hiçbir uyarı almadıkları için gönüllerince eğlendi DYP ve Anavatanlılar.
7 – AKP’lilerin yarısı masaja gitmeyi tercih ettiler.
8 – Bazı gazetecilerin meclis üyeleri ile köşe kapmaca oynadıkları da görüldü. Özellikle gece masajlarını takip eden ve görüntülemeye çalışan gazetecilere tehditler bile geldi. Hatta bir adım daha ileri gidildi ve başkan talimatı olarak bazı fotoğrafların kullanılmaması istendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde her şeye alışmıştık. Şimdi de sansür uygulamasına şahit oluyoruz.
Aziz Kocaoğlu’nun dönüşünde uçakta Akşam Gazetesi İzmir Temsilcisi Nedim Atilla ve Ege TV İcra Kurulu Başkanı Erol Yaraş’a yaptığı açıklamalar ise ilginçti. Kocaoğlu gezinin noktalandığını bundan sonra bu konu hakkında konuşmayacağını ve çalışmalarına devam edeceğini söyledi.
Ancak Genel Merkez’in de bu konuda ne yapacağını beklemek gerekmiyor mu? Sonuçta ortada işlenen bir parti suçu var. “Biz gittik, döndük, olay kapandı” diyerek bu işten sıyrılmanın mümkün olamayacağı, genel merkezin de alınan karara saygı duymayan ve çiğneyen belediye başkanları ve meclis üyelerine karşı bir yaptırım gücü olduğunun farkındadır sanırım Kocaoğlu.
Nedim Atilla’nın Kocaoğlu’nun uçakta yaptığı açıklamalara “Anlayan bu mesajı anlamıştır” şeklindeki yorumu ise son derece tehditkar.
Nedim Atilla’nın unuttuğu bir şey var. Siyaset çok eleştirilebilir. Ancak Türkiye’de tüm gücün siyasetin elinde olduğu unutulmamalıdır. Şu anda çalıştığı Akşam Grubu’nun sahibi Karamehmet’in son 5 yılda yaşadıklarını, Doğan Grubu’na yönelik POAŞ operasyonunu da dikkate aldığımızda siyasi gücün gerektiğinde neler yapabildiği net biçimde ortaya çıkıyor.

http://www.suleymangencel.com/ 24 – 01 -2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder