Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

29 Ocak 2007 Pazartesi

Aziz Kocaoğlu’nun “post-it”leri

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu Tayland yolculuğu sonrası karşılaştığı büyük sorunlar nedeniyle ne yapacağını şaşırmış durumda. Bundan sonra atacağı adımları not ettiği post-it’i, buzdolabına yapıştırmış. Biz de orada rastladık.
İşte Aziz Kocaoğlu’nun önümüzdeki günlerde planladıkları:
1 – Ağır grip ve yorgunluk öne sürülerek en az bir hafta ortadan kaybolunacak. Bu süreçte gündem değiştirmek için yeni konular aranacak..
2 – Aldıkları kararlarla ekibi batıran yakın arkadaşlarla görüşülecek.
3 – PASOK Genel Merkezi aranacak, İngilizce yeterli olmadığından tercüman aracılığı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi kadrolarının PASOK’un liderini çok sevdikleri belirtilecek… Yorgos Papandreu’nun şaşkın bakışlarına, “Biz Ege’ye bayılıyoruz. Aynı balığı yiyoruz” karşılığı verilecek.
4 – Kent Kitaplığı bütçesinden Nedim Atilla’ya “En büyük dostumuz Papandreu. Yorgos Papandreu’nun büyük, büyük babası, eski İzmir Belediye Başkanı’yla papalina yemiş, Tokat’a kadar gitmişti” şeklinde bir kitap yazdırılacak. 15 bin civarında basılacak olan kitaplar Büyükşehir Belediyesi Meclis üyelerine ve halka dağıtılacak.
5 – PASOK’tan olumlu yanıt çıkmazsa, Alman Sosyal Demokrat Partisi, İngiliz İşçi Partisi denenecek, onlardan da yanıt alınamazsa Berlusconi’ye gidilecek. Berlusconi ile konuşulurken, İzmir’in Milano’ya karşı EXPO’ya aday olduğu gizlenecek. Bu konuda bir bilgi ortaya çıkarsa, “Biz Tayland’da öyle sunumlar yaptık ki, Milano kesin kazanır artık” şeklinde yorumlarda bulunulacak.
6 – Tayland gezisini tartışmalı hale getirenler teker teker saptanacak. Bu isimlerin Büyükşehir Belediyesi’ne girişlerinde vize uygulanacak. Vize konusunda deneyimli Başbakan Tayip Erdoğan ile görüşülecek, İstanbul’da uygulamayı düşündüğü vize girişiminin detayları öğrenilecek. Bu nedenle AKP’liler ile ara çok sıcak tutulacak.
7 – İzmir Ticaret Odası’nın iki çıkışından biri kapattırılacak, İTO Başkanı’nın binaya kaçta girip kaçta çıktığı daha rahat izlenecek. Binaya kara tarafından girip çıkması sağlanacak. Denizi göremediği için psikolojik yönden çöküşü hızlandırılacak.
8 - İzmir Ekonomi Üniversitesi üzerine İkinci Kocaoğlu Savaşı başlatılacak. Üniversitenin Güzelbahçe kampüs çalışmaları için Sakarya Meydan Muharebesi’nin taktikleri kullanılacak. Demirtaş’ın şarap fabrikası girişimi için Dumlupınar’a çıkılacak.
9 – Medya, gerçek gazeteciler ve koftiden gazeteciler olmak üzere ikiye ayrılacak. Tayland gezisini övenler gerçek gazeteci olarak değerlendirilecek, Ukrayna ile Moldova’ya yapılacak EXPO gezilerine katılımları sağlanacak. Gerekirse bu gezilere Rusya da eklenecek.
10 – Konu hakkında olumsuz haber yapan koftiden gazetecilerin başlarına çuval geçirilecek.
11 – Köşe yazarlarının gerçek yazar olup olmadıkları sorgulanacak, bunun için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde bir birim oluşturulacak, başına da MİT Müşteşarlığı’ndan birileri atanacak. Yazarlıkları tartışmalı olanların bu kentten tez gitmeleri için baskı yapılacak.
12 – Belde belediye başkanları ve belediye meclis üyelerine her gün telefon edilecek, alacakları disiplin suçları nedeniyle travma geçirenlere psikolojik destek sağlanacak.
13 – "Yaktın beni Aloş” parçası CD’den sürekli dinlenecek. Karaburun’daki beyaz eve sık sık gidilecek. Uygun olursa geceleri orada kalınacak. Aloş’a ceza olsun diye tüm Tayland masrafı ona yüklenecek.
14 – “Keşke, gemide şarkıcı kadınla dans ederken elimi kaldırdığımda patlayan flaşlardan korkmasaydım. En azından şimdi başım dik olurdu ” diye düşünülecek. Bu nedenle tehdit edilen gazetecilere “Eğer o kareler hala elinizdeyse, kullanın” talimatı verilecek.
15 – “Sivil toplum örgütlerinden 100 adamı Tayland’a götürdük, biri çıkıp bizi destekleyecek açıklamada bulunmadı, CHP Genel Merkezi’ne faks bile çekmediler. Nedir bu sivil toplum örgütlerinden çektiğim” şeklinde hayıflanılacak.
16 – “Buzdolabı ve çamaşır makinası satmak daha kolaydı. Ne işim var benim buralarda” sorusuna özellikle gece yarısından sonra yanıt alınmaya çalışılacak. Gece uykusuzluğunu gidermek için Bornova’da Kaynana Cemal’in Kahvesi’ne gidilip, çocukluk arkadaşlarıyla çene çalınacak. CHP'lilerin yoğun olduğu Küçük Park'a hiç uğranmayacak
17 – Cem Karaca’nın şarkısı, “Esnafsın sen esnaf kal, giy dedi, takımları” şekline dönüştürülecek ve İzmir Çok Sesli Korosu tarafından, İzmir Sanat’ta seslendirilecek.
18 – “Acaba Ecevit’e mi gitsem mi”diye düşünülecek, sonra Ecevit’in hayatta olmadığı hatırlanacak, bunun üzerine Rahşan Ecevit’e başvuru yapılacak.
19 – Okullara dağıtılan atlaslardaki Tayland adı silinecek, yerine Siam yazılacak.
20 – Tay masajının İzmir’de de yapılması için Tayland’dan profesyonel masörler getirtilecek. Böylece bir sonraki Tayland gezinin maliyeti ortadan kaldırılacak.
21 – " İzmir’i demir ağlarla örüyoruz" sloganına atıfta bulunarak, “İzmir’i demir ağlarla EXPO’ya doğru örüyoruz” sloganı öne çıkarılacak.
22 - Demir tanımlaması “Demir Kırat”ı çağrıştırdığı için fazla kullanılmayacak. Babanın bir dönem genel merkeze kızıp CHP’den AP’ye gittiği tarihsel gerçeği su yüzüne çıkarılmayacak.
23 – Geziye canhıraş destek olan Ege TV’nin kapsama alanı genişlettirilecek. Gerekirse göğüste “Kurtar beni Ege TV” yazılı bir pankart taşınacak.
24 – Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan gazeteci eşleri ve aileleri sorgulanacak, “Neden eşleriniz ve aile bireyleriniz bana daha çok destek olmuyor” denilerek, gözdağı verilecek.
25 – Büyükşehir bürokratları yeniden gözden geçirilecek. Aralarında Bornova’dan gelenler de dahil olmak üzere herkesin görev yeri değiştirilecek.
26 – Kendisine Tayland seferindeyken faks gönderen bir genel merkez yöneticisine “Sen de mi abi?” denecek. Konu hakkında Aloş’un devreye girmesi istenecek.
27 – Nebil Özgentürk’e Tayland üzerine bir belgesel yaptırılacak. Böylece tartışmaların belgesele kayması sağlanacak. Filmin maliyeti her zaman olduğu gibi gizlenecek.
28 – Bir türlü bitmeyen metro için ele kazma alınacak ve Üçyol’dan Üçkuyular’a kadar kazılacak. Uzun süre yeraltı faaliyetinde bulunulacağı için kimse İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nı eleştiremeyecek.
29 – Bir gazeteciye diğer gazeteciler kötülenecek, diğerlerine de diğerleri. Böylece gazeteciler arasında çatışma çıkması sağlanacak.
30 – Bornova’dan yakın arkadaşlardan ve danışmanlardan birinin milletvekili yapılması konusunda harekete geçilecek. Tayland gezisinde yaşananlardan sonra bu talep bazı ağabeylere bırakılacak.
31 – Genel Başkan Deniz Baykal'ı telefonla arayıp aramama konusunda anket düzenlenecek. Bu anket belediyenin web sayfasından halka ulaştırılacak. Aranın düzeltilmesi için devreye girecek milletvekilleri saptanacak.
32 - Piriştina Bursu alan gençlerin aileleri ile görüşülecek, onlardan "Biz bu Tayland seferini destekliyoruz, İzmirimiz için bulunmaz bir fırsat oldu. Kentin kanaat önderlerinin rahatlamaları, stres atmaları sağlandı" şeklinde yazılı bir belge alınacak.
33 - Tayland gezisinde yaşanan Fethullah Hoca okul faciasını büyütmeyen, hatta pas geçen Cumhuriyet ödüllendirilecek. Kendilerine Çiçek EXPO'sundan getirttiğimiz bir demek çiçek sunulacak.
34 - Yerel basın için yeni önlem paketleri hazırlanacak. İlan ve reklam yönetmelikleri değiştirilecek. İhale ilanları için The Guardian, Financial Times, konserler ve sosyal hizmetler ilanları için Le Figaro, Şeker ve Kurban bayramları tebrik mesajları için La Gazetta Dello Sport ile bağlantıya geçilecek. Tayland gezimize hiç yer vermeyen Bangkok Post, Chiang Main News, Pattaya Daily News, Bangkok Recorder gibi gazete ve internet sitelerine zırnık koklatılmayacak.
35 - Konuyu ulusal basına taşıyan ve daha fazla tartışılmasına neden olan Can Dündar'ın İzmir'e girişi yasaklanacak. Bunun için Menemen, Çiçekli Köyü, Salihli, Urla girişleri ile Aydın otobanı gişelerine nöbetçiler yerleştirilecek. Adnan Menderes Havalimanı personeli uyarılacak. Can Dündar'ın tüm bu bariyerleri aşabileceği ihtimali dikkate alınarak kent, 24 saat helikopter ile taranacak.
36 - Bugüne kadar şöyle ya da böyle bize destek olan köşe yazarları toplanacak. Toplu ayinden sonra stratejik kararlar alınacak.
37 - Moson Locası'ndaki ağabeyler uyarılacak. Gerektiğinde onlarla birlikte taktik geliştirilecek.
38 - Önce "Bu geziye mutlaka gidilmeli" savı ile hareket edip, bavulu ile birlikte büyükşehire gelen, ardından Deniz Baykal'ın talimatını duyunca, "Ben vazgeçtim, çok önemli bir toplantım vardı, şimdi hatırladım" deyip ortadan kaybolan Konak Belediye Başkanı'ndan hesap sorulacak.
39 - Buzdolabına yapıştırdığım "post-it"i bulup, okuyan, yayınlayan, mail yolu ile yayılmasında aktif görev alan kişi ve kurumların sonlarının hiç de iyi olmaması için harekete geçilecek..

http://www.suleymangencel.com/ 29 – 01 -2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder