Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

29 Kasım 2006 Çarşamba

Büyükşehir'de deprem mi var?

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çatışma açığa çıktı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Hasan Fehmi Mani’nin görevinden istifası gündeme geldi.
Aslında çok uzun süredir rahatsızdı Hasan Fehmi Mani. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun kendisine karşı örgütlenme sürecini başlatması, yetkilerini elinden alması Mani’yi daha önce de istifa eşiğine getirmişti.
Mani Ankara’da CHP Genel Merkezi’nde partinin üst-düzey yöneticileriyle görüşmede bulunmuş, ancak Deniz Baykal’ın, “Görevine devam et” sözleriyle istifa mektubunu kasaya saklayarak İzmir’e dönmüştü.
Daha sonra yine bir Ankara seyahatinde Kocaoğlu ve Hasan Fehmi Mani’yi bir arada gören Deniz Baykal, “Nasıl gidiyor, bir sorun yok değil mi” tarzı bir soru ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde böyle bir ayrışmanın doğru olmadığını iki tarafa da hissettirmek istemişti.
Ancak Kocaoğlu’nun “İzmir’i bir tek ben yönetirim, benden iyisi yoktur” yaklaşımının özellikle Ahmet Piriştina dönemi bürokratlarında ciddi sıkıntı yarattığı, bir bölümünün “Artık dayanamıyorum, bırakıp gideceğim” şeklinde tavır sergilediği herkes tarafından biliniyor İzmir’de.
Bundan sonra ne olur?
Eğer Hasan Fehmi Mani’nin istifası kesinleşirse, (Bu istifa bugün de olmayabilir. Ancak yakın gelecekte mutlaka karşılaşılacak bir durum) Aziz Kocaoğlu kendisine yakın bir isimle yoluna devam edecektir. Genel sekreterlik görevini başaracak bir ismin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde var olup olmadığı da ayrı bir tartışma konusu. Ancak Kocaoğlu’nun bürokrat atama tarzına baktığımızda “başarılı olmalı” nitelendirilmesinin ilk sırada olmadığını zaten görüyoruz.
Mani’nin büyükşehirden ayrılmasından sonra Kocaoğlu ve ekibinin neler yapacağını hep birlikte izleyeceğiz.
Siyasi kulislerde ise, Kocaoğlu’nun kendisini İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na getiren CHP İzmir eski İl Başkanı Alaattin Yüksel ile birlikte siyasi alanda da ilginç bir adım atacağı tartışılıyor.
Kocaoğlu’ndeki siyasi deneyim yetersizliği, Alaattin Yüksel’deki “İzmir’in baronu benim” mantığının, bu ikiliye siyaset alanında büyük yanlışlar yaptıracağı toplumun geniş kesiminde kabul görse de, bunu pratik olarak yaşamanın dayanılmaz hafifliliği ayrı bir şey.
Bu süreçte Ecevit’in de kemiklerinin de çok sızlayacağını sanıyorum.

http://www.suleymangencel.com/ 29 - 11 - 2006

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder