Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

20 Mart 2003 Perşembe

Sarı sendikacılıktan sarı gazeteciliğe

Ben, sarı gazeteci Süleyman Gençel... Hıncal Uluç'a göre. "Sarı sendikacılık" tanımlamasını bilirim, ancak ilk kez sarı gazeteci tanımlamasıyla karşı karşıyayım. Sanırım sarı gazeteciliğin arkasında sarı basın kartı sahibi olmak var. Ancak "sarı basın kartları" başbakanlık, yani devlet tarafından verildiği için, 12 yıldır bu kartı almıyorum. Dolayısıyla benim sararma gibi bir sorunum yok. Kendisinin sarı basın kartı var mı bilemem?
İzmir'in patronu Hıncal Uluç, Sabah Gazetesi'nde dün yazdığı makalede yine Pier konusuna değinmiş. Bizi sarı gazetecilikle suçlamış. Tabii bu, kendi tespiti.
Uluç'un makalesinde ilgimi çeken bazı noktalar var.
Uluç yazısında şöyle diyor:
"Haber salıyor.. '1/1000 planı Ankara'da onaylatın tamam'. Onaylanıyor. 'Kültür Bakanlığı'ndan yazı getirin tamam'. Getiriliyor." Yaşadığım kentin büyükşehir belediye başkanının bu kadar güçlü olduğunu bilmiyordum. AKP iktidarda. Ancak, DSP'li Piriştina bir şey istedi mi, yapılıyor. Hayret... Piriştina bize de bu gücü nereden aldığını anlatmalı.
Uluç devam ediyor. "Kural, yönetmelik, cart, curt, diyerek kıyameti kopardılar, tam 1350 İzmir ailesini işsiz bıraktılar." Konak Pier'de 1350 kişi çalışıyorsa, kimsenin çalışan kalabalığından dolayı içeri adım atması mümkün olamaz. Zaten Konak Pier tartışmaları başladığından beri rakamlar o kadar abartıldı ki, yakında IMF yardımının tamamının, Pier için kullanıldığı iddia edilecek.
Kendi ifadesi ile basının yarım asırlık çınarı, yaptığımız haberlerin uydurma ve ısmarlama olduğunu iddia ediyor. Sanırım yarım asırlık çınarın köklerinde sorun var, çürümeye başlamış. Konak Pier haberlerinin hem özneleri var, hem de gerçeği yansıtıyorlar. Zaten bu haberler gerçek olmasaydı, Konak Pier bugün açık olurdu.
Uluç, ordunun Konak Pier konusuna bulaştırılmasından rahatsız. Bunun nedenini bilemem. Uluç'un ordu hayranlığından mı kaynaklanıyor, yoksa ordu ile ilişkisinden mi? Ama bilinen gerçek Pier konusunda ordunun oynadığı rol. Ordunun da, bu düğüm içerisinde bir şekliyle rol aldığı ve almaya devam ettiği gerçeği değiştirilemez. Bu gerçeği görmemek için, Kaçamak ya da Q Bar üzerine uzman olmak gerekiyor.
Uluç yazısını kaleme alırken, Bayındırlık ve İskan Bakanı Zeki Erzegen'e dava açıldığı haberini de okumamış anlaşılan. AKP içinde Konak Pier konusunda yaşanan güç gösterilerinden de habersiz. Ne yapalım, İstanbul'dan öyle görülüyor İzmir. Üstelik kendisini İzmir'in sahibi ilan eden gazeteci için bile böyle...

HABER EKSPRES 20 - 03 - 2003