Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

9 Şubat 1998 Pazartesi

Tribünlere oynamak, Ege'yi bulandırıyor

İzmir'de Türk - Yunan ilişkilerini devlet politikası düzeyinde değil, halklar düzeyinde değerlendiren mükemmel bir toplantı yapıldı iki gün önce. Yunanistan'dan yaklaşık 120 gazeteci, politikacı, siyaset bilimci, sivil toplum örgütü üyesi önce Çeşme'ye, sonra İzmir'e geldi. Türk tarafından da yine çok sayıda gazeteci, politikacı, siyaset bilimci, sivil toplum örgütü üyesi misafirleri önce Çeşme'de sonra İzmir'de karşıladı. Barış İçin Gazeteciler Platformu adlı Türk - Yunan ortak girişiminin "Medya ve Milliyetçilik" adlı bu toplantısında ortak sorunlar tanımlandı. Daha sonra yapılacak toplantılarda bu ortak sorunlara ortak çözümler de aranacak.
Barış İçin Gazeteciler Platformu, 1996'da Kardak Bunalımı ardından Türkiye'den İzmirli gazeteci Süleyman Gençel ve Midillili gazeteci Stratis Balaskas tarafından oluşturuldu. Amacı, her an gerginleşmeye hazır olan Türk - Yunan ilişkilerini daha da germemek için medyanın neler yapabileceğini tartışmak. İki gün önceki İzmir toplantısı ikincisiydi. İlki geçen yıl Ocak ayında Sakız Adası'nda yapıldı. İzmir toplantısına katılanlar, bir sonrakinin, bir yıl beklemeden, daha erken toplanmasını istiyor. Haklılar. Çünkü Türk - Yunan ilişkileri acil çözüm beklerken, hala sorunları saptamakla zaman geçirmek, zamanı har vurup harman savurmakla eşit.
Ne var ki makro - siyaset, Türk - Yunan sorunlarına masa başında çözüm üretemezken, mikro - siyaset, yani halktan halka ilişki, çözümlerini yerinde ve anında üretiyor. Türk - Yunan Kıyı Ege Belediyeleri Birliği bunun en güzel örneği. İş, aynı denizi aynı kıyıyı paylaşan insanların benzer ve ortak ihtiyaçlarını karşılamaya gelince, ortada S - 300 füzeleri, FIR hattı, kıta sahanlığı gibi sorunlar gündem dışı kalıyor. Tek sorun, "Sizden nasıl su alırız? Günü birlik vize sorununu daha hızlı nasıl çözeriz? Sizde pazar ne zaman kuruluyor?" gibi güncel ve gerçek sorunlara pratik çözüm aramaya gelip dayanıyor.
Adalar ile Türkiye, yer yer birbirine o kadar yakın ki... Farklı din, farklı kültür ve farklı zihniyette de olsa aynı coğrafya ve benzer psikolojiyi paylaşan komşuların, birbirini daha sık ve kolay ziyaret etmesi, ticaret yapmasından doğal ne olabilir ki?
Bunu, Atina ve Ankara'daki politikacılıran görmemesi mümkün değil. Ama iş, politikacıların "çap" sorununa gelip takılınca olan, komşu halklara oluyor. Çünkü politikacıların hevesi, tribünlere oynamak...İnşallah Türk ve Yunan halkları, politikacılarının bu "çap" sorunu çözecek ve her iki halk da hak ettiği barış ve dirlik ortamına (daha fazla vakit kaybetmeden) kavuşacak.

MİLLİYET 09 - 02 - 1998 (Edip Emin Öymen)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder